Filmekimi 2018
Filmekimi bitti ve bence birkaç hıçkırık dışında çok iyi geçti. Filmekimi’ni “en iyi 10”, “hayal kırıklıkları” ve “diğer beğendiklerim” listeleriyle özetlemeye çalıştım. Buyrun:
Bence En İyi 10 film:
1- Roma (2018)
Yönetmen: Alfonso Cuarón
🥇Ödüller: Venedik Altın Aslan
Alfonso Cuarón’un hem yazıp yönettiği hem görüntü yönetmenliğini hem de kurgusunu yaptığı Roma bir başyapıt. Cuarón anılarını çağırarak “pek bir şey olmuyor- hayat oluyor” drama alt-türünün içinde işlediği her karesi konuşan filminde, sinematik dil ile yaşamın özünü damıtmakla ilgilenmiş.
Yazının tamamını da içeren Climax sayfası için tıklayınız: https://www.muratcanaslak.com/roma
2- Climax (2018)
Yönetmen: Gaspar Noé
🥇Ödüller: Cannes Yönetmenlerin 15 Günü - En İyi Film
Gaspar Noe, ayağına dolanacak bir hikayeden uzak durarak bir yandan LSD tecrübesini duyumsatıyor bir yandan superegosu baskılanan insanı, doğasını incelemek için bir şiddet-cinsellik sarmalına atıyor. Sarsıcı içeriğinden bağımsız olarak filme bakınca; duyumsatmak/izleyici zihninde yaratmak istediğini neredeyse sadece sinematik araçlar ile oluşturmayı başarması her türlü övgüyü hak ediyor.
Yazının tamamını da içeren Climax sayfası için tıklayınız: https://www.muratcanaslak.com/climax
3- Arakçılar - Manbiki Kazoku -Shoplifters (2018)
Yönetmen: Hirakazu Kore-Eda
🥇Cannes Altın Palmiye
Japonya’dan, aidiyet ve aile kavramları üzerine tartışan; baştan kabullere muhalif ve şefkatli...
4- Şüphe - Beoning - Burning (2018)
Yönetmen: Lee Chang-Dong
🥇Cannes FIPRESCI ödülü
Gelişimini bolca karşıtlık ve bolca aynılık/döngüsellik üzerine kurmuş, örtük kanalı direkt olandan kalabalık, yavaş tempolu, hiçbir durumun kati olmadığı, cevaptan cok sorular veren sihirli gerçeklik filmi... bittikten sonra kendi üzerine uzun süre düşündürüyor. Murakami’nin hikayesinden ilham alan ancak sinemaya ait olabilmek için bastan yaratılmış.
5- Gölün Altında- Under the Silver Lake (2018)
Yönetmen: David Robert Mitchell
Peşimdeki Şeytan - It Follows (2014) ile büyük beğeni toplayan yönetmen David Robert Mitchell, yeni filmiyle Los Angeles’ta bir “bad trip” kurgulayarak kendisine sürreal bir alan açıp, bugünün üzerine düşünüyor. Mitchell’ın It Follows’takinden ayrık duran anlatısı, dramatik kurgusuyla özgün ancak Mitchell’in sesinde David Lynch’in ekosunu da duymak mümkün.
Yazının tamamı için tıklayınız: https://www.muratcanaslak.com/golunaltinda
6- Kız- Girl (2018)
Yönetmen: Lukas Dhont
🥇Ödüller: Cannes En İyi İlk Film
İzleyiciye kurduğu tuzak ile izleyicinin arkasında dolanıp önyargılarını yüzüne vuruyor: Yem karakteriyle izleyici özdeşleşmesini sağladıktan sonra izleyici için kaçacak pek alan bırakmıyor.
7- Jack’in Yaptığı Ev - House That Jack Built (2018)
Yönetmen: Lars Von Trier
Trier, dünyanın vahşiliğini gizleyip insanlar için yaşanabilir hale getiren varsayımlara ve pencere kenarı süslerine üstündeki Nietzsche etkisi belirgin psikopat-seri katilinin zihni üzerinden kavramsal kanaldan ve eşlikçisi vahşetin şekli ile de imgesel kanaldan saldırıyor...
8- Sarayın Gözdesi - The Favorite (2018)
Yönetmen: Yorgos Lanthimos
🥇Ödüller: Venedik Jüri Büyük Ödülü
18.yy İngiltere sarayında Kraliçe üzerinden bir savaş anlatılıyor... Lanthimos’un harika sinematik diliyle işlediği sosyal sınıfların hepsine dokunan elestirel kanalı, savaş ve Foucaultcu iktidar üzerine düşündükleriyle ve oyunculukları katkısıyla zengin.
9- Mutlu Lazzaro - Lazzaro Felice - Happy Lazzaro (2018)
Yönetmen: Alice Rohrwacher
🥇Ödüller: Cannes En İyi Senaryo
Medeniyet ile kirlenmemiş ruh, akılla zehirlenmemiş zihin, hazla baştan çıkmamış ahlak; gökten düşme (Aziz) Lazzaro... Son merhalesinde var olanı beğenmeyip-yıkıp, yerine kalıcı bir şey koyamayan ve olmayanla idare etmeye dönüşen; geleneği devirmiş“Katı Olan Her şeyin buharlaştığı” modern dünyanın trajedisi üzerine kafa yoruyor.
10- Kalpteki Bıçak- Un Couteau Dans le Coeur - Heart+Knife (2018)️
Yönetmen: Yann Gonzalez
İmgesel anlatımı güçlü ancak kavramsal olarak sıkıştığı alan dar... Queer sinemasının içinden bir miktar Yeni Fransız Aşırılığına, çokça İtalyan Gialloları’na selam gönderiyor.
Hayal kırıklıklarım:
1- Herkes Biliyor - Todos Los Saben - Everybody Knows (2018)
Kötü değil, ama derinliksiz ve Farhadi İran’dan çıkarken en iyi işini kullanıp riski düşürmek istemiş anladığım. Çünkü Elly Hakkında - Darbareye Elly - About Elly (2009) almış İran’dan İspanya’ya taşımış. Cinsiyet rollerinin bu kadar ayrık olması bir İran hikayesinde sorun olmazken İspanya kırsalının maço geleneğinin bile taşıyamayacağı bir seviyede...
2- Loro (2018)
Kağıt kadar ince
3- Bir Yıldız Doğuyor - A Star is Born (2018)
Lady Gaga!! Hep güzel görünmeye çalışan bir oyuncu olur mu? En dipten yükselen “komşu kızı” devamlı botokslu dudaklarıyla duck-face yapar mı? Bradley Cooper iyi oyuncu, ama şimdilik kötü yönetmen.
4- Don Kişot’u Öldüren Adam - The Man Who Killed Don Quixote (2018)
Absürt ya da gerçeküstü anlatı seçeneklerinden biri yerine şapşallığı seçmek… Ne zaman bir öğe üzerinden derinleşmeye kalksa hemen bundan vazgeçip koşarak şapşallığa geri sığınıyor ve derinliği taammüden yok ediyor. Anlamak mümkün değil.
Diğer Beğendiklerim:
1- Dogman (2018) - İtalya’nın Oscar Adayı, iki iyi oyunculuk ve tonu ve dinamikleri izleyici ile ilişki kurabiliyor. Sorunu kapladığı alan dar ve filmin büyüsü - bir X faktörü eksik.
2 - Zavallı - Pity (2018) - Fragmanı sorun! Öyle kilit yerleri gösteriyor ki; film için kritik olan ve argümanlarını üzerine kurduğu tedrici (karakterler için) ruhsal değişim, (film için) ton değişimi, izleyici bildiği durağı beklerken arada kaynıyor. Durağını bekleyen izleyiciye vuracağı esas yumruğunun yarısı boşa gidiyor - filmin etkisi azalıyor. Yoksa ilk 10’u hak ediyor.
3 - Uzun Bir Geceye Yolculuk - Di Qiu Zui Hou De Ye Wan - Long Days Journey Into the Night (2018) - Tek plan 3D çekilen 50 dakikalık final büyüleyici. Ancak filmin öyküsü biraz fazla gizlenmiş ve fazla karmaşık. Dramatik kurgu, bir gizem tufanı içinde boğulmuş; olay örgüsüne bir iki eklemeyle rahatlayabilirdi.
4- Seninle Başım Dertte - En Liberte (2018) - Akıllı ve kıvrak zekası ile son zamanlarda izlediğim en iyi komedilerden. Don Kişot’u öldüren adam neyi dışarıda bırakmışsa “Seninle Başım Dertte” onları kullanıyor. Bir de; bu nası çeviri? En Liberte =/= Seninle Başım Dertte - devamında “Ne Yapsam bilmiyorum?” diye şarkıyı söylemeye devam etmeyen var mı?
5- Soğuk Savaş - Cold War (2018) - Pawlikowski yüksek beatler yerine düşüklere ekran zamanı vererek biçimsel beklentiye aykırı bir anlatı kullanmış. Özgün.